MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

MENKIBELER

<< 3583 >>

72- Abdullah b. Selam

 

1. Enes b. Malik

 

- - (-)

26716 (1)- Enes bildiriyor: Abdullah b. Selam, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Medine'ye geldiğini duyunca yanına geldi. "Sana ancak bir Nebiin bilebileceği üç şey soracağım" dedi ve şöyle devam etti: "Kıyametin alametlerinden ilki nedir? Cennet ahalisinin ilk yiyeceği şey nedir? Çocuk neye göre babasına veya annesine çeker?" Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Cibril az önce bunların cevaplarını bildirdi'' buyurunca, Abdullah:

"O, melekler arasında Yahudilere düşman birisidir" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Kıyametin alametlerinden ilki doğudan bir ateşin çıkması ve insanları batıya doğru sürmesidir. Cennet ahalisinin yiyeceği ilk şey; bir balığın ciğerinin ziyadesidir. çocuğun babasına veya annesine çekmesi olayına gelince, (ilişki sırasında) erkeğin suyu kadının suyuna baskın olursa çocuk baba tarafına çeker. Kadının suyunun erkeğin suyuna baskın olması durumunda ise çocuk kadın tarafına çeker. ''

Bunun üzerine Abdullah: "Allah'tan başka ilah olmadığına ve senin Allah Resulü olduğuna şehadet ederim" dedi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Yahudiler iftiracı bir topluluktur. Müslüman olduğumu öğrenirler se yanında bana iftira atmaya kalkışırlar. Onun için önce onlara birini gönder ve nasıl biri olduğumu sordur" diye ekledi.

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları çağırdı ve: ''Abdullah b.

Selam yanınızda nasıl biridir?'' diye sordu. "Hem en hayırlımız, hem de en hayırlı olanımızın oğludur. Hem en bilgilimiz, hem de en bilgilimizin oğludur" dediler. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Peki o müslüman olsa siz de müslüman olur muydunuz?'' diye sorunca, Yahudiler: "Allah onu böylesi bir şeyden korusun" dediler. Abdullah b. Selam karşılarına çıktı ve: "Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de O'nun Resulü olduğuna şehadet ederim!" dedi. Onlar da hemen: "Abdullah bizim hem en kötümüz, hem de içimizde en kötü olanın oğludur! Hem en cahilimiz, hem de en cahilimiz olan birinin oğludur" demeye başladılar. Bunun üzerine Abdullah: "İşte onlardan yana ben de bundan korkuyordum" dedi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari, menakib 7/272 (3938) ve Müslim, hayd 1/252 (315) rivayet ettiler.

 

 

 

26717 (2)- Enes b. Malik der ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye giderken Ebu Bekr'i bineğinin terkine almıştı. Ebu Bekr yaşlı birisiydi ve tanınıyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ise daha gençti ve tanınmıyordu. Ebu Bekr'le karşılaşanlar: "Ey Ebu Bekr! Şu önündeki adam kim?" diye soruyordu. Ebu Bekr de: "Bu adam beni doğru yola sevkeden kişidir" diyordu. Bunu duyanlar gerçekten de (yol kılavuzu gibi) yolu ona gösterdiğini zannediyordu. Oysa Ebu Bekr, hayır yolunu kastediyordu.

Yolda gelirken bir ara Ebu Bekr arkasına baktığında bir atlının onlara yetiştiğini gördü. "Ey Allah'ın Resulü! Arkamızda bize yetişen bir atlı var" dediğinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) arkasına döndü ve: ''Allahım! Onu yere çal'' diye dua etti. Atı da adamı (Suraka'yı) yere çaldı. Sonra at kişneyerek ayağa kalktı... Suraka: "Ey Allah'ın Resulü! Ne yapmamı emredersin?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yerinde kal ve kimsenin bize ulaşmasına izin verme!'' buyurdu. Suraka, günün başında Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) canına kastetmişken günün sonunda onu koruyan bir silah oldu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Harre'nin yanında konakladı. Ensar'a gelmeleri için haber saldı. Geldiklerinde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Ebu Bekr'e selam verdiler ve: "Güven içinde bineklerinize binin, size itaat edilecektir" dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile Ebu Bekr develerine bindiler. Diğerleri ise silahlı bir şekilde çevrelerinde yerlerini aldılar. Medine'de: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi!" denilince Medineliler onu görmek için yüksek yerlere çıktılar ve: "Resulullah geldi!" demeye başladılar. Az bir zaman sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve Ebu Eyyub'un evinin yanında konakladı.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) akrabaları ile konuşurken Abdullah b. Selam sesini duydu. AbduUah, kendi ailesine ait bir hurmalıkta çalışıyordu. Aceleden elindeki sepet i bırakmadan gelip Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına oturdu. Onun sözlerini dinleyip ailesine döndü.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): 'Takınlarımızdan hangisinin evi buraya daha yakındır?" diye sorunca, Ebu Eyyub: "Ey Allah'ın Resulü! Benim evim var! İşte evim! İşte de kapısı!" dedi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Git, bizim için bir istirahat yeri hazırla" buyurunca, Ebu Eyyub gidip istirahat yeri hazırladı. Sonra gelip: "Ey Allah'ın Resulü! Sizin için istirahat yeri hazırladını, Allah'ın bereketiyle kalkıp gelin ve istirahat edin" dedi.

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) istirahat yerine geldiğinde Abdullah b.

Selam, yanına gelip: "Senin, Allah'ın hak Nebii olduğuna, getirdiğin şeylerin de hak olduğuna şehadet ederim. Yahudiler bilirler ki, ben onların efendisi ve efendilerinin oğluyum. Onların en bilgilisi ve en bilgin şahsiyetlerinin oğluyum. İstersen onları çağır ve bunu kendilerine de sor" dedi. Yahudiler gelince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara şöyle buyurdu:

"Yazık size ey Yahudiler! Allah'tan korkun! Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki siz de benim Allah'ın hak elçisi olduğumu, getirdiğim şeylerin de hak olduğunu biliyorsunuz. Müslüman olun'' buyurdu. Ancak Yahudiler onun böyle demesine karşılık üç kez: "Bunların hak olduğunu bilmiyoruz!" dediler.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (3911) rivayet etti. 25077 (2)'de tekrar etmiştir.

 

 

 

26718 (3)- Enes b. Malik anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiği zaman hurmalığında çalışan Abdullalı b. Selam'a Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Medine'ye hicret ettiği haber verilince yanına geldi ve: "Sana ancak bir Nebiin bilebileceği üç şey soracağım. Şayet bunlara cevap verirsen sana iman edeceğim. Ancak cevaplarını bilemezsen Nebi olmadığını anlamış olurum" dedi. Sonra Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocuğun neye göre annesine veya babasına çektiğini, cennet ahalisinin ilk olarak yiyecekleri şeyi ve kıyametin ilk alametinin ne olduğunu sordu.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Cibril az önce bunların cevaplarını bildirdi'' buyurunca, Abdullah: "O, Yahudilere düşman biridir" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Çocuğun babasına veya annesine çekmesi konusunda, (ilişki sırasında) kadının suyunun erkeğin suyuna baskın olması durumunda çocuk kadın tarafına çeker. Erkeğin suyu kadının suyuna baskın olursa da çocuk baba tarafına çeker. Cennet ahalisinin yiyeceği ilk şey bir balığın ciğerinin ziyadesidir. Kıyametin alametlerinden ilki, doğudan bir ateşin çıkması ve insanları batıya doğru sürmesidir. ''

Bunun üzerine Abdullah iman etti ve: "Allah Resulü olduğuna şehadet ederim" dedi. Sonra: "Ey Allah'ın Resulü! Yahudiler iftiracı bir topluluktur. Müslüman olduğumu öğrenirlerse bana iftira atarlar. Sen beni yanında sakla ve onları yanına çağır. Geldiklerinde onlara nasıl biri olduğumu sor" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları yanına çağırdı. Geldiklerinde:

IAbdullah b. Selam yanınızda nasıl biridir?'' diye sordu. "Hem en hayırlımız, hem de en hayırlı olanımızın oğludur. Hem efendimiz, hem de efendimiz olan birinin oğludur. Hem en bilgilimiz, hem de en bilgilimizin oğludur" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Peki o müslüman olsa, siz de müslüman olur muydunuz?'' diye sorunca, Yahudiler: "Allah onu böylesi bir şeyden korusun" dediler.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Abdullah b. Selam! Çık ve onlara müslüman olduğunu bildir'' buyurunca, Abdullah çıktı ve: "Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in de O'nun Resulü olduğuna şehadet ederim!" dedi. Onlar da hemen: "Abdullah bizim hem en kötümüz, hem de içimizde en kötü olanın oğludur! Hem en cahilimiz, hem de en cahilimiz olan birinin oğludur" demeye başladılar. Bunun üzerine Abdullah: "Ey Allah'ın Resulü! Yahudilerin iftiracı olduğunu sana söylemiştim" dedi,

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Tayalisı (2050-1), Ebu Ya'la (3414) ve İbn Hibban (7423) rivayet ettiler.

 

 

2. Sa'd b. Ebi Vakkas

 

- - (-)

26719 (1)- Amir b. Sa'd b. Ebi Vakkas, babasından bildiriyor: "Abdullah b. Selam dışında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayatta olan bir insan için ''Bu, cennetliktir" buyurduğunu işitmiş değilim."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (3812) ile Müslim (2483) rivayet ettiler.

 

 

 

26720 (2)- Mus'ab b. Sa'd, babasından bildiriyor: Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir tabak yemek getirildi. Yedikten sonra biraz artınca: ''Birazdan şu yoldan cennet ahalisinden olan bir adam gelecek ve arta kalan bu yemeği yiyecektir" buyurdu. Ben de oraya geldiğimde kardeşim Umeyr abdest alıyordu. Onun gelmesini beklerken Abdullah b. Selam gelip o yemeği yedi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: İbn Hibban (3/416) ve Hakim, Müstedrek'te (3/416) rivayet etti.

 

 

 

26721 (3)- Amir b. Sa'd, babasından bildiriyor: "Abdullah b. Selam dışında Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hayatta olan bir insan için "Bu, cennetliktir" buyurduğunu işitmiş değilim."

 

[Sahih]

 

 

 

26722 (4)- Mus'ab b. Sa'd, babasından bildiriyor: Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir tabak tirit getirildi. Yedikten sonra biraz artınca: ''Birazdan şu yoldan cennet ahalisinden olan bir adam gelecek ve arta kalan bu yemeği yiyecektir'' buyurdu. Ben de oraya geldiğimde kardeşim Umeyr b. Ebi Vakkas, Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelmek için hazırlanıyordu. Onun gelmesini bekledim, ama Abdullah b. Selam gelip o yemeği yedi.

 

[Sahih]

 

 

 

26723 (5)- Asım bir öncekinin aynısını bildiriyor. Ancak Sa'd b. Ebi Vakkas'ın: "Uveymir b. Malik'e rastladım" dediğini aktarır.

 

[Sahih]

 

 

3. Abdullah b. Selam

 

- - (-)

26724 (1)- Kays b. Abbad anlatıyor: Mescid'de iken, yüzünde huşü izleri bulunan bir adam içeriye girdi. Adam kısa iki rekat namaz kıldı. Cemaat: "Bu, Cennet ahalisinden bir adam" demeye başladılar. Adam çıktıktan sonra evine kadar onu takip ettim. Onunla birlikte eve girip sohbet ettim. Sohbetten sonra ona: "Sen Mescid'e girince oradaki cemaat senin için şöyle şöyle demeye başladı" dediğimde şöyle karşılık verdi: "Sübhanallah! Hiç kimsenin bilmediği bir konuda bir şey söylemesi uygun değil, ancak bunun neden olduğunu sana anlatayım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir rüya gördüm ve bunu ona anlattım. Rüyamda kendimi yemyeşil bir bahçede gördüm. -Ravi İbn Avn der ki: Abdullah burada bahçenin yeşilliğinden ve genişliğinden bahsetti.- Bahçenin orta yerinde demirden bir direk vardı. Dibi yerde baş tarafı ise göğe kadar uzanıyordu. Baş tarafında da bir kulp vardı. Bana: "Tırman!" denilince, ben: "Tırmanamam!" karşılığını verdim. Bunun üzerine bir hizmetçi gelip giysilerimi arkamda topladı ve beni yukarıya doğru kaldırıp: "Tırman!" dedi. En üste çıkıncaya kadar tırmandım ve kulpu tuttum. Bana: "İyice tutun!" denildi. Kulp elimdeyken de uyandım. Bunu Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip bunu anlattığımda: ''0 bahçe İslam bahçesiydi. O direk İslam'ın direğidir. Kulp da (Kur'an'da sağlam kulp olarak zikredilen) Urvetu'l-Vuska'dır. Sen ölene kadar İslam dini üzerinde kalacaksınıf buyurdu." Bu kişi de Abdullah b. Selam idi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari, rüya 12/401 (7014), Müslim, (adaa (4/1930 (2484) ve Hakim (4/394) rivayet ettiler.

 

 

 

26725 (2)- Hareşe b. el-Hur der ki: Medine'ye geldiğimde Mescid'de bir grup ihtiyarın yanında oturdum. O sırada bastonuna dayanarak yaşlı bir adam geldi. Cemaat: "Cennet ahalisinden bir adam görmek isteyen kişi şu adama baksın" demeye başladı. Adam bir direğin arkasına durup iki rekat namaz kıldı. Namaz sonrası yanına gittim ve: "Bazıları senin için şöyle şöyle söyledi" dedim. Adam şu karşılığı verdi: Cennet Allah'ındır ve oraya dilediğini sokar. Ancak Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında bir rüya gördüm. Rüyamda yanıma bir adam

geldi ve: "Hadi gidelim" dedi. Onunla birlikte giderken geniş bir caddeye girdik. Bu caddede giderken sol tarafımda çıkan yola girmek istediğimde adam bana: "Sen bu yolun ahalisinden değilsin" dedi. Daha sonra sağ tarafımda çıkan yola girdim. Yolda kaygan bir dağın yanına geldim. Adam elimden tutup fırlatınca kendimi dağın tepesinde buldum. Ancak kayganlığından duramıyor ve bir yere de tutunamıyordum. Sonra ucunda altın halka bulunan demir bir direk gördüm. Adam elimden tutup direğin tepesine fırlatınca oradaki altın halkaya tutundum. Adam: "Ona iyice tutun" deyince: "Tamam" karşılığını verdim. Adam aşağıdan ayağıyla demir direğe vurunca ben bu halkaya sıkıca tutundum. Daha sonra bu rüyamı Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) anlattım. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Hayırlı bir şey görmüşsün'' buyurdu ve rüyamı şöyle yorumladı: ''Girdiğin geniş cadde mahşer yeriydi. Sol tarafında gördüğün yol cehennem ahalisinden olanların yoluydu. Sağ tarafında gördüğün yol ise cennet ahalisinden olanların yoludur. Kaygan olan dağ, şehitlerin yeridir ve sen o konuma ulaşamayacaksın. Sıkıca tutunduğun kulp ise İslam'ın kulpudur ve ölene kadar sen o kulpu bırakma. ''

Sonra adam: "Ben de cennet ahalisinden biri olmayı umuyorum" dedi.

Bu adamın da Abdullah b. Selam olduğunu öğrendim.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Bu kanalla Müslim (6466) rivayet etti.